Kayıp / Ölüm /Ayrılık : Yas

Kayıp, birinin gidişi ile başlar, gidişi ile bitmez.
Peyderpey yitirilir giden.
Son oturduğu koltuğa biri oturur mesela
koltuktaki sıcağı gider.
Son çağrısı silinir telefondan, üzerine biri arar.
Son kullandığı bardak yıkanmıştır
Suyu aynı yerden başkası içer.
Son sözlerin üzerine çok söz söylenmiştir artık.

Anılar, sönükleşir.
Duygular, yatışır.
Kahkahası, silikleşir.
En sonunda kordonunuz kesilir
ve acınız bile biter.

Gitmek, bir anlıktır
Gidişse zaman alır…
Gidenler tek hamlede değil,
sökülür gibi gider.

Mine Kırelli


Beyin yas sürecinde kaybı hemen anlamlandıramaz.
Çünkü insan beyni, tanıdık olanı korumaya, sürdürmeye eğilimlidir.


Bu yüzden kayıp sonrası
ona ait eşyayı gördüğümüzde,
onun sevdiği bir yemeği yediğimizde,
ona fikrini sormamız gereken bir konuda yokluğunu hissettiğimizde,
onun yaptığı bir şeyin artık hayatımızda olmayışını

fark ettiğimizde yas başlar.


Beyin, ancak tekrar eden yoklukla gerçekliği somutlaştırır.
Ve o anda, yavaş yavaş kabule başlar.

Bazen yas süreçlerini atlattığını düşünen insanlar,
aradan bir zaman geçtikten sonra
“Onu unutuyorum… anılarımızı, sesini unutuyorum”
diye bir korkuya kapılıp tekrar yas sürecine girebilir.

Çünkü anılar, o kişiye tutunduğumuz tek bağdır…
Ve bu anılar, sinaptik yollarla zihnimizin en derin katmanlarına kazınmıştır.


Fakat zamanla bu bağlar zayıflar, eski uyarımlar azalır — ve unutma başlar.
Anılar da unutulunca, o kişi tamamen ölmüş olur.


Bu yüzden yas sürecinde olan insanlar
unutmaya direnç gösterirler;
çünkü unutmamak, varlığı korumanın bir yoludur.

Ayrılık da bir kayıptır.
Fiziksel olarak hayatta olsa bile, artık seninle olmaması,
beynin o kişiyi yeniden konumlandırmasını gerektirir.
Tıpkı ölümde olduğu gibi, tanıdık olanın yokluğu
zihinsel haritalarda boşluk yaratır.

Zaman geçecek.
Ölümle ya da ayrılıkla kaybettiklerimizi unutacağız.
Onun sesini,
fikirlerini,
anılarımızın detaylarını unutacağız.

Çünkü hipokampus yeni bilgilerle dolarken,
bazı eski haritalar silikleşir.


Ama hislerin unutulmaması size umut olsun.
Duygular, daha ilkel ve derin yapılarda — limbik sistemde — saklanır.

“Bir zamanlar orada, onunla bunu paylaşırken mutluydum.
Bir zamanlar huzurluydum” hissi, sizin dayanığınız olsun.

Ölümü herkes kendi inanç sistemine göre anlamlandırır.
Ama sinir sistemimiz bilir: bazı izler şekil değiştirir ama silinmez.
Başka formda, başka şekilde sevdiklerinizin yanınızda olması
ve size unutulmayacak hisler bırakmış olması teselliniz olsun.

Kayıplarıyla güçlenen, güzelleşenlere.


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir