Blog

I like to write about people, the places they live and the things with which they choose to surround themselves. Here are some of my favorite pieces that made it into Article.

AŞK

Aşk geldiğinde…İçimizde kelebekler uçuşur derler.Ama belki de o kelebekler,yüreğimizden göğe salınan kırmızı balonlardır. Görünmez bir ipi vardır onların—bir bakışta çözülür, bir gülümsemede yükselir.Ve bazen…öylece gökyüzünde asılı kalırlar.Ne tam inerler, ne bütünüyle kaybolurlar.Tıpkı bazı duygular gibi.Tıpkı bazı insanlar gibi. Aşık olmak, belki de gökyüzünü ilk kez fark etmektir.Kendi içinden süzülen bir balonu izlemek gibi—hem senindir, hem …

Doğa Bir Tasarımdır: Tasarlayan mı, Tasarım mı?

“Doğa nedir?” diye sorduğunda, aslında şu da sorulmuş olur:Yaratan ve yaratılan ayrı mı? Yoksa bir ve aynı mı?Bu soruya verilen cevaplar, insanlık tarihi boyunca birçok düşünce sisteminde farklılık gösterdi: 1. Panteizm (Spinoza, Antik Stoacılar) Der ki: Evet. Doğa = Tanrı’dır.Tanrı, gökteki ayrı bir varlık değil; varlığın kendisidir. Ağaçta, kedide, insanda, yıldızda…Spinoza’nın ifadesiyle: “Tanrı, doğanın ta …

Görüntü Estetiği: Renk & Stil Danışmanlığı: Görsel Nörokomünikasyon

Neden bazı yüzler, renkler ya da stiller bize “doğru” gelirken, bazıları içimizde hiçbir yankı uyandırmaz? Bazı yüzler hemen ilgimizi çeker.Belli renk uyumları bize huzur verir.Bazen açıklayamayız bile—sadece hissederiz: “Bu iyi hissettiriyor.”Bu his rastlantı değildir. Beynin işleyişinden kaynaklanır.Görüntü estetiği, biçim, simetri, doku, renk ve hareket gibi görsel unsurların yalnızca bir “görünüm” değil, aynı zamanda bir duygu …

Hayatın Yansıması – Taşlar, Aynalar ve Sahne

Hayat bazen bir taş gibi gelir insanın üstüne. Beklemediğin bir yerden bir söz, bir bakış, bir yargı gelir… ve sen kendini savunurken bulursun. Ama o taş gerçekten sana mı atılmıştır, yoksa atan kişinin içindeki bir acının yankısı mıdır? İnsan, dış dünyayı kendinde olanla tanır. Ve çoğu zaman bir başkasına yönelttiği yargı, kendi iç dünyasının bir …

Duygu Regülasyonu : Öfke

İsviçreli psikiyatr ve analitik psikolojinin kurucusu Carl Jung,“Kendini kontrol edebilen biri, başkalarını kontrol edebilen birinden daha güçlüdür.” demiş. Nazi kamplarından sağ kurtulan bir düşünür olan Avusturyalı psikiyatrist Viktor Frankl ise şöyle diyor:“Uyaranla tepki arasında bir boşluk vardır. O boşlukta bizim gücümüz ve özgürlüğümüz yatar.” Antik Roma’nın en etkili Stoacı filozoflarından biri olan Seneca,“Öfke, geçici bir …

Tutku ve Güzellik

Tutku Tutkulu insanları seviyorum.Ve evet, biraz da imreniyorum onlara.En çok da…Tutkusunu bulanlara olduğu kadar,tutkusunu kaybedip yeniden bulanlara. Hayat belki de ilk bu soruyu soruyor:“Senin tutkun ne?” Önce onu bul.İçini yakan neyse, işte o. Tutkuyla yaptığın işi,Severken zamanı unuttuğun adamı,Bahsederken gözlerinin parladığı şeyi,Koşarken yorulmadığın yolu,Gülerken içtenliğini,Sarılırken sığındığın dostları,Dans ederken dünyayı unuttuğun o şarkıyı bul. Sonra da;Yol …

Yerini Yadırgamak – Bir Çiçek, Dalından Kopmadan da Güzel Kokar

“Bir çiçek yeşermediğinde yetiştiği çevreyi değiştirirsin çiçeği değil, o çiçekte ne kadar güzel koktuğunu kanıtlamak için dalından kopmaz.” Alexander Den Heijer Bazen bir yerde olmak, olmamak kadar yorar insanı.Toprağın seni beslemediğini hissedersin.Güneş yüzüne vurmaz, su damlamaz köklerine…Ama o çiçek hala oradadır. Kokusu yerli yerindedir, güzelliği kendinden menkuldür.Sadece yerini yadırgıyordur. Bu yazı; yeşermeyen yerleri terk etmenin …

Bir Daha Aynı Anda Buluşamayız : Tekrarsız Karşılaşmaların Psikolojisi

Hayatta bazı anlar vardır; sadece iki insanın değil, zamanın da eşlik ettiği bir buluşmadır bu.Senin yaşadıkların, onun yaşadıkları, içinizdeki açıklık, kırılganlık ve merak… Hepsi, bir daha aynı ritimde yan yana gelecek mi?Cevap, bilimsel olarak da duygusal olarak da çok net: Hayır. Her insan, hayatının farklı evrelerinde başka bir hale bürünür. Psikolojide buna “kişisel evrim” denir.Duygusal …

Peri & Yolcu

Peri ve Yolcu Bir zamanlar, uzak bir ülkenin denizle göl arasında sıkışmış taşlı yollarında,adımları yorgun ama gönlü hevesli bir yolcu yürüyordu. Geceleri pembe parlayan bir otelin odasında yaşayan bir periyi arıyordu. Perinin kalbi yumuşaktı ama yalnızdı.Gökyüzüne bakan pencereleri vardı ama içine bakan kimse yoktu.Yolcunun omuzlarında taşıdığı çanta, sadece eşyalarla değil,söylenmemiş sözler ve yarım kalmış denemelerle …

Una ve Sessizliği Koruyan Bahçe

Bir kedinin sırrıyla, bir kızın iç yolculuğuyla, hafif melankoliyle örülü ama yumuşacık bir hikâye. Una, geniş beyaz tüylerinin arasında sakladığı minik kalbiyle, insanların anlamadığı bir dili konuşurdu.Sadece yavaşlıkla, sadece şefkatle, sadece sessizlikle duyulabilen bir dil. Evin içinde bazen günlerce görünmezdi.Ama bir köşede, küçük pencerenin altında, güneşin sarı çizgisiyle kendine bir düş kurar, orada uyurdu.Ve bazen …